7 Eylül 2012 Cuma

ya yeniden doğamazsak?



bir maceraya attım kendimi,
ne idüğü belirsiz,
sonuçları belirsiz,
oluşları bitişleri belirsiz,
biri de demişti ki "köprülerini yıktın attın yani?.."

kaç zaman sonra farkettim ki,
içtiğim sigara yakıyor boğazımı.
balgamlar yuvarlanıyor bir aşağı bir yukarı.
yutkunursun ya hani heyecanlandığın an,
terlersin falan..
burnumu çeke çeke kabullendim ben bunu.
çaresizliğimi  kabul ettim işte.


her yerde darbeler vardı,
kansız 
fakat toz ve duman ve sis ve samandan oluşan 
saçan savuran yıkan harbeden isyanlar vardı.


sonra bir avuç insan kalmıştık dünyada..
meçhul terkedişler sonrası.
post-apocalypse.

peki umrumda mıydı?
hah hiç sanmam..
kağıtları buruşturup atarken çöp kovasına
kıçımla gülüyordum
dünyanın endamına.

ve sonra bir şey oldu,
herkes defolup gitti deliklerine ve yuvalarına.
kimliksiz ve korkak bir şekilde.

hani biz kalmıştık ya bir avuç;
biz de cayır cayır yandık sonunda,
radyoaktif aşklara maruz kalınca.
...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder