11 Nisan 2012 Çarşamba

tanrılar/yeni yaratıklar




"Çoktandır bir eşmişcesine 
görünmeyen,sert,dağınık

kanunsuz,geniş ve isteksiz
bir gözyaşı krallığıydı o kadın
şehvet düşkünü itaatkâr erkekler lejyonunun."

genel kanının aksine Jim Morrison,sadece bir rock star ve asi gençliğin  bir ikonu  değil aynı zamanda bir şairdi.
hayır ,zeka düzeyinin 149 olması değil mesele.sürekli okuyan,kendini geliştiren ve sınırları zorlayan biri.Baudelaire,Rimbaud ve Nietzsche ve daha pek çoklarını okuyup,bunlara kafası basan biri her şeyden önce.sinema bölümünde okuyor fakat bitirme projesi için çektiği filme puan olarak D verilince,diplomasını almaya gitmeyecek kadar da cool ve aykırı bir adam...
ve sonra The Doors çıkıyor meydana.algının kapılarına istinaden.hani Aldous Huxley falan.


"Otoriteye başkaldırı küçüklükten beri ilgimi çekmiştir.Otoriteyi kabullenirsen onun bir parçası olursun.Otoriteyi ve kurulu düzeni yıkmakla ilgili tüm fikirler hoşuma gider;başkaldırı,kargaşa,kaos ve hiçbir anlamı yokmuş gibi görünen olaylar..."




ve Jim'in sonunu getiren de yine bu merak ve ilgi olmuştur.


"Diyelim ki sadece gerçekliğin sınırlarını deniyordum.Neler olacağını merak ettim.Hepsi bu: Sadece merak."
                                                                   Jim Morrison, 1969








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder